SİYASETTEN ve TOPRAK KÜLTÜRÜNDEN BAKIŞ AÇISIYLA, ŞANLIURFA YEREL BASININA
BAKIŞ ÖRNEĞİ
Bir şehir düşünün ki;
13 ilçesi var ve 814 bin kilometrekarelik ülkenin, toprak olarak 7.
Büyük, nüfus sayısıyla 9. Büyük, ancak yetiştirdiği insanlarla ise, son 30 yıla,
40 yıla, 70 yıla; popüler kültür açısından ağırlığını göstermiş olsun.
Göstermiş olmasına rağmen, şehir yine de, yeri gelsin, medyada “kız kaçırma” haberleriyle, bazen “sahte isot” haberleriyle, bazen pamuk toplamaya traktör römorkunda giden onlarca insanın mahzun, mağdur halleriyle, bazen meşhur türkücüleri, müzik yorumcularıyla, bazen kaçak elektiriğiyle, bazen terörle, bazen kaçakçılıkla, bazen aşiret düğünlerindeki onbinlerin katılımı yahut geline, gelinin ağırlığınca takılan altınlarla haber olsun da, bir kere dahi olsun, o şehrin kaç kitap ürettiğiyle, kaç müzik adamı, kaç deha, kaç tıp hocası, kaç partiler üstü insan yetiştirdiğiyle haber olamasın..
Düşünün ki, kendi sınırları içerisinde ürettiği suyun yarıdan fazlasını, kendisi değil de komşu illerine gönderiyor olsun.
Düşünün ki, 50 yıldır, hoyratların, uzun havaların, ağıtların en güzel okuyucuları, yorumcuları, hep bu şehirden çıksın ama, ne akademik bir çalışma görülsün ortada ne de medya, bu şehrin, kendi içinde ve ülke içinde ürettiği değere, dünyaya kattığı kıymetin farkına varsın..
Hiçbir televizyon kamerası, eşik bekçilerinin – leş bekçiliğine, baldır bacak yayıncılığına dönüşmeyi, reyting tapınacılığı içerisinde, özeleştiri yapmasın ve sadece Şanlıurfa da değil, binlerce yıllık süreçte, yüzlerce farklı devlete, onlarca uygarlığa beşiklik etmiş, insanlık beşik coğrafyalarından birisi olan Anadolu’ya bu kadar ilgisiz kalsın.
Karadeniz hakkında, Türkiye dışında yazılan kitap sayısı, Türkiye içinde yazılandan fazla.
Urfa hakkında, sosyo kültürel ve sosyo ekonomik, şehrin panoramik ve demografik verilerin irdelendiği yayınları, Fransızların eski sömürgelerine yönelik yayın yapan ikiz kanallarından birisi olan Fransız Tv5 gelip çekim yaparken, röportajlar yaparken, Türkiye medyası, sadece düğüne, isota, sıra gecesine odaklı şablonik ve klişe söylemi dışında, ne habercilik alanında, ne medya – mecra yayıncılığında, bir yenilik, bir ilk gerçekleştirmiş değil.
İletişim Fakültesi eğitimi boyunca, Şanlıurfa’ya dair, o kadar çok sunumlar, o kadar çok araştırma, veri değerlendirme çalışmaları hazırladık ki, Şanlıurfa’nın, Türkiye’nin ihmal edilen tüm diğer illeri gibi, ne kadar bahtsız olduğu ve Mcluhan’ın Küresel Köy kavramının gerçekleşmeye başladığı günümüzde bile, yerel denilen, gerçek denilmesi gereken “üretim merkezleri” olan Şanlıurfa ve benzeri şehirlerin mutlaka ki, sinemada, tiyatroda, kitaplarda, dergilerde, yeni medyada, daha çok ve veriye dayalı, belgeli, bilgili, yetkili ellerden ve beyinlerden yeniden analitik olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Göstermiş olmasına rağmen, şehir yine de, yeri gelsin, medyada “kız kaçırma” haberleriyle, bazen “sahte isot” haberleriyle, bazen pamuk toplamaya traktör römorkunda giden onlarca insanın mahzun, mağdur halleriyle, bazen meşhur türkücüleri, müzik yorumcularıyla, bazen kaçak elektiriğiyle, bazen terörle, bazen kaçakçılıkla, bazen aşiret düğünlerindeki onbinlerin katılımı yahut geline, gelinin ağırlığınca takılan altınlarla haber olsun da, bir kere dahi olsun, o şehrin kaç kitap ürettiğiyle, kaç müzik adamı, kaç deha, kaç tıp hocası, kaç partiler üstü insan yetiştirdiğiyle haber olamasın..
Düşünün ki, kendi sınırları içerisinde ürettiği suyun yarıdan fazlasını, kendisi değil de komşu illerine gönderiyor olsun.
Düşünün ki, 50 yıldır, hoyratların, uzun havaların, ağıtların en güzel okuyucuları, yorumcuları, hep bu şehirden çıksın ama, ne akademik bir çalışma görülsün ortada ne de medya, bu şehrin, kendi içinde ve ülke içinde ürettiği değere, dünyaya kattığı kıymetin farkına varsın..
Hiçbir televizyon kamerası, eşik bekçilerinin – leş bekçiliğine, baldır bacak yayıncılığına dönüşmeyi, reyting tapınacılığı içerisinde, özeleştiri yapmasın ve sadece Şanlıurfa da değil, binlerce yıllık süreçte, yüzlerce farklı devlete, onlarca uygarlığa beşiklik etmiş, insanlık beşik coğrafyalarından birisi olan Anadolu’ya bu kadar ilgisiz kalsın.
Karadeniz hakkında, Türkiye dışında yazılan kitap sayısı, Türkiye içinde yazılandan fazla.
Urfa hakkında, sosyo kültürel ve sosyo ekonomik, şehrin panoramik ve demografik verilerin irdelendiği yayınları, Fransızların eski sömürgelerine yönelik yayın yapan ikiz kanallarından birisi olan Fransız Tv5 gelip çekim yaparken, röportajlar yaparken, Türkiye medyası, sadece düğüne, isota, sıra gecesine odaklı şablonik ve klişe söylemi dışında, ne habercilik alanında, ne medya – mecra yayıncılığında, bir yenilik, bir ilk gerçekleştirmiş değil.
İletişim Fakültesi eğitimi boyunca, Şanlıurfa’ya dair, o kadar çok sunumlar, o kadar çok araştırma, veri değerlendirme çalışmaları hazırladık ki, Şanlıurfa’nın, Türkiye’nin ihmal edilen tüm diğer illeri gibi, ne kadar bahtsız olduğu ve Mcluhan’ın Küresel Köy kavramının gerçekleşmeye başladığı günümüzde bile, yerel denilen, gerçek denilmesi gereken “üretim merkezleri” olan Şanlıurfa ve benzeri şehirlerin mutlaka ki, sinemada, tiyatroda, kitaplarda, dergilerde, yeni medyada, daha çok ve veriye dayalı, belgeli, bilgili, yetkili ellerden ve beyinlerden yeniden analitik olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Şanlıurfa, dışarıdan gelen kültür ve inanç turizmleri
yapılan, kültür ve inanç turistlerini ağırlayan bir şehirdir. Ancak, bunlarla
yetinmiş de değillerdir. Doğa turizmi, belgeselciler, akademik araştırmacılar,
özellikle arkeologlar, sanat tarihçileri, barajların getirdiği iç turist
potansiyeli de, şehrin ekonomik girdisine olumlu katkı sağladığı gibi, kültürel
zenginliğinin de, yeniden arınması ve küllerinden tozlarından arınmasına sebep
olmaktadır.
Şehrin, yoğun mülteci göçüne sahne olduğu son 5 yılın
sonucunda, kentin kadim sakinleri olan Kürtmen, Türkmen, Arap unsurlar dışında,
az da olsa, Acem, Afgan, Süryani, Ermeni ve son 5 yılın misafiri olan, Suriyeli
Mültecilerle birlikte, şehirdeki Arapça, Kürtçe kullanımı da yoğunlaşmıştır.
Ekonomisi tarıma dayalı bir şehir olan ve bir hayli de zengin barındıran Şanlıurfa, şehrin geleneksel kültürel öğeleri yanısıra üniversite eğitimli yahut usta – çırak eğitimli oyuncuları, ressamları, heykeltıraşlarıyla da, göz dolduran entelektüel birikime sahiptir.
Şanlıurfa, tarihi mekanları; camileri, külliyeleri, gerek paleotik çağa ait, 11 bin küsur yıl öncesine ait kült yapılar, gerekse Selçuklu – Artuklu ve Osmanlı dönemlerine ait köprüleri, hanları, kervansarayları, misafirhaneleri, aşevleri, medreseleriyle meşhurdur.
Dinler arası diyalog ve hoşgörü temelli konferanslar ve üç semavi dinin temsilcilerinin buluştuğu kent, şehir genelinde ise; toprak kültürü insanlarının bakış açısı vardır.
Toprak kültürü insanlarının, emin olma zorunluğu duymaları söz konusudur. Bu kültüre ait, tüm kıskançlıklar, sahip olduklarıyla sınırlı övünmeler, eril ve dişil karakterlerin, kendi alanlarında baskın olmaları gibi, tüm kültürel kod özellikleri, görülmektedir.
Ekonomisi tarıma dayalı bir şehir olan ve bir hayli de zengin barındıran Şanlıurfa, şehrin geleneksel kültürel öğeleri yanısıra üniversite eğitimli yahut usta – çırak eğitimli oyuncuları, ressamları, heykeltıraşlarıyla da, göz dolduran entelektüel birikime sahiptir.
Şanlıurfa, tarihi mekanları; camileri, külliyeleri, gerek paleotik çağa ait, 11 bin küsur yıl öncesine ait kült yapılar, gerekse Selçuklu – Artuklu ve Osmanlı dönemlerine ait köprüleri, hanları, kervansarayları, misafirhaneleri, aşevleri, medreseleriyle meşhurdur.
Dinler arası diyalog ve hoşgörü temelli konferanslar ve üç semavi dinin temsilcilerinin buluştuğu kent, şehir genelinde ise; toprak kültürü insanlarının bakış açısı vardır.
Toprak kültürü insanlarının, emin olma zorunluğu duymaları söz konusudur. Bu kültüre ait, tüm kıskançlıklar, sahip olduklarıyla sınırlı övünmeler, eril ve dişil karakterlerin, kendi alanlarında baskın olmaları gibi, tüm kültürel kod özellikleri, görülmektedir.
Şanlıurfa’nın,
yerel basını ve daha doğrusu yerel – gerçek medyası, çok sesli, her görüşten
sesin kendisine hayat imkanı bulabildiği zengin bir çeşitliliğe sahiptir.
Gerek basılı ve elektronik mecralardaki, Urfanatik gibi, Urfastar, Urfalıyam vb. gazeteler yanısıra, politik, kültürel, tüm ilçelere yönelik yayın yapan il gazeteleri ve ilçelere yönelik haber yapan ilçe gazeteleri de mevcuttur.
Gerek basılı ve elektronik mecralardaki, Urfanatik gibi, Urfastar, Urfalıyam vb. gazeteler yanısıra, politik, kültürel, tüm ilçelere yönelik yayın yapan il gazeteleri ve ilçelere yönelik haber yapan ilçe gazeteleri de mevcuttur.
Şehir, siyasal çekişmelerden dolayı, gerilimli günler
yaşadığından dolayı, basında, gelir kaynaklarının daralması, saflaşması
sebebiyle, kapanışlar olacağını öngördüğümüz Şanlıurfa Yerel Basını’nın, bir
dönüşüm yaşaması ve elektronik dünyaya taşınması ve internet medyası olarak
yerlerini alması gerekecek gözüküyor.
Türkiye’de medyanın, hakkı olanı vermediği Şanlıurfa, kendi yetiştirdiği çocuklarıyla, kendisini, hak ettiği “daha saygın” ve “daha gerçekçi” yere taşıyacaktır inancındayım.
Daha güzel bir Şanlıurfa, öncelikle daha güzel bir Türkiye ve daha güzel bir dünya oluşmasıyla mümkün olacaktır.
Türkiye’de medyanın, hakkı olanı vermediği Şanlıurfa, kendi yetiştirdiği çocuklarıyla, kendisini, hak ettiği “daha saygın” ve “daha gerçekçi” yere taşıyacaktır inancındayım.
Daha güzel bir Şanlıurfa, öncelikle daha güzel bir Türkiye ve daha güzel bir dünya oluşmasıyla mümkün olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder