22 Aralık 2015 Salı

                                            URFA'DA YAŞAYAN ERMENİLERE  NE OLDU  ?




Ermenilerin Urfa’dan silinmeleri ve dünyanın dört bir yanına dağılmaları 1895-1896 tarihlerinde Hamidiye Alaylarının saldırıları zamanında başlamaktadır.
Ekim 1895’te, Ermenilere yönelik katliamlar esnasında, düzenli Osmanlı ordu birlikleri ve başıbozuklar tarafından şehir talan edilmiş ve Ermenilere ait dükkânlar tahrip edilmiştir. Ermeni mahallesini (daha yüksekte bulunup, Müslümanların mahallesinden ayrıydı) 50 gün kuşatıp ele geçiremedikten sonra kuşatma kaldırılır ve ordu daha sonra hileyle mahalleye girip 10 bin kişi katleder.
Ermeni Soykırım esnasında Urfa Ermenileri kendilerini savunmuşlardır.
Oradaki varlıkları alman topları yardımı ile Ekim 1915’de sona erdi, Musula, Diyarbekir’e doğru sürüldüler. Yarı yolda, başrahip Ardavazt, Şeytan deresinde şehit edilir.
Osmanlı’nın, Birinci Dünya Savaşı sonundaki yenilgisi neticesinde hayatta kalmış olan Ermeniler evlerine geri dönmüşlerse de, Kemalistlerin saldırıları yüzünden şehri terk etmeye (1923’ye kadar) mecbur olmuşlar, Suriye, Fransa ve kısmen de Doğu Ermenistan’a sığınmışlardır.
Sonuç olarak, Türkiye’de Ermeni eserlerine karşı yok etme politikası hakkında ve Dün ve Bugün muhasebesini yapmak gerekirse öncelikle söylemek gerekir ki dün Ermenistan’da yani Batı Ermenistan’da ve tüm Osmanlı içerisindeki (Selçukluler olmak üzere Osmanlı ve Türkler tarafından işgal olunmuş topraklarda) kilise ve manastırların büyük kısmı Ermeni soykırım sırasında yakıldı, yağmalandı ve yok edildi.
Ermeni eserlerine karşı yok etme politikası Türkiye’de cumhuriyet döneminde de sürdü. Çünkü her bir kültürel miras Ermenilerin varlığını çağrıştırıyordu.
Halil-ür Rahman Gölü’nün kuzeyindeki Vali Fuat Bey Caddesi’nde (Büyükyol-Yeniyol) Vilayet Konukevi’nin karşısında bulunan yapı dün Surp Asvazadzin Katedrali iken, bugün Selahattin Eyyubi Camisi yapılmıştır. Cami 18. yüzyıl ve 19. yüzyıllarda restore edilmiş, orijinalliğinden kısmen uzaklaşarak Gotik mimariye yakın bir şekil göstermektedir.
Dün Kilise girişi batı yönünde bulunmakta olan narteks (cemaat yeri), Camiye çevrildikten sonra ise bugün son cemaat yeri olarak kullanılmakta, kilisenin narteksinden yararlanılarak yapılmıştır.
Ayrıca yarım sütunların başlıkları üzerindeki haç taşıyan azizler ve kuş figürleri de yapının camiye çevrilmesinden sonra sıva ile kapatılmıştır.
Dün kilise olan yapı uzun yıllar harap durumda kalmış ve daha sonra elektrik santrali olarak kullanılmıştır.
Dimdik ayakta kalan yapı, Hristyan ibadeti olmakdan çıkmış ve 28 Mayıs 1993’te (1996) onarımı yapılarak zorla islam kimliğile Selahaddin Eyyubi Camii olarak ibadete açılmıştır.
Dün Komplekste Aziz Yuhannes Kilisesi – Aziz Johannes Prodromos Addai Kilisesi (Vaftizci Yahya Kilisesi – Hovannes Mgrdiç – Surp Arakelots) iken bugün Cumhuriyet Ortaokulu var olmakta.

1 yorum: